T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
SİVAS / MERKEZ - Süleyman Sami Kepenek İlkokulu

Dünya Çevre Günü

Okul öncesi eğitim sınıfında “Dünya Çevre Günü” dolayısıyla farklı farklı zamanlarda bazı eğitim etkinlikleri yapıldı.

Sivas Valiliği himayelerinde ve Sivas Millî Eğitim Müdürlüğü’nün koordinatörlüğünde yürütülen HEDEF Projesi kapsamında planladığımız çalışmalar devam ediyor. Doğa ile ilgili konuları seviyoruz. İçinde yeşil barındıran her şeyi; bazen bir bahçeyi, kimi zaman bir sanat eserini ya da okkalı bir cümleyi yeşilden dem vuruyor diye seviyoruz. Huzur veren yeşil hayatımızda doğal olarak bulunsun istiyoruz. Plastik bir çimen ya da çiçek olarak değil, nefes alan canlı bir varlık olarak doğaya temas etmek istiyoruz. Okul öncesi eğitim sınıfında “Dünya Çevre Günü” dolayısıyla farklı farklı zamanlarda bazı eğitim etkinlikleri yapıldı. Çocuklar dünya ile ilgili sohbetlere severek katılıyorlar. Küçücük yaşlarına rağmen çevre konusunda anlatacakları hayli şey var. Sohbetle çıkılan yola sunum, anlatım, eğitici video ve spot film gösterimi, görsel inceleme, sanat etkinlikleri, şarkı dinleme, oyun, pano hazırlama gibi çalışmalar da eşlik etti. Önceden çevre hakkında söylediklerimiz geldi aklımıza ve tekrar yazalım istiyoruz buraya: Kuşkusuz çevre çok geniş ve alabildiğine uçsuz bucaksız bir konu. Hatta öyle bir konu ki eğitimin temelinden toplumun davranışına kadar etkili. Tohumun kalitesine ve ürünün şifa olup olmadığına, yediğimizden içtiğimize, bizi biz yapan değerlere kadar etki alanı geniş bir konu çevre. İnsanın davranışını etkileyen çevreden bahsederken aslında tabiatı tüm unsurlarıyla birlikte ele almamız gerekiyor. İnsan çevreyi etkilerken çevre de insanı dokuyor yavaş yavaş. Betonun içinde büyümekle ağacın ve yeşilin bağrında yeşermek çok farklı şeyler. Biz deriz ki, “gölgesine sığınabileceğimiz ağaçlarımız bol olsun”. Bunu derken bir ömrün ihyasını düşler, aynı zamanda gelecek nesillerin de hakkını gözetip söyleriz. Çevrenin insanî olması ne kadar da mühim. İnsan’ın insanca yaşayabilmesi eğitimin can suyudur aynı zamanda. Özü toprak olanın topraktan ayrı düşmesi, günlük hayatın olağan akışı içinde toprağın sağaltıcı gücünü hissedememesi ve yüreğin türlü belirtilerle bu hasreti yansıtması sık karşılaştığımız ve hatta yaşadığımız bir gerçek. Çocukların dikkat dağınıklığı, aşırı hareketlilik, odaklanma güçlüğü, saldırgan davranışlar gibi problem durumları sık sık yaşadıklarına şahit oluyoruz. Tabiatın, temiz ve bozulmamış tabiatın çocuklara iyi geldiğini ise yakinen biliyoruz. Gönlümüz çocuklar için yemyeşil, sakin, yavaş, huzurlu, gözlem yapmaya elverişli, toprağa dokunabildikleri, ağaçlarla mevsimler boyu sağlam bağlar kurabildikleri güzel bir çevreden yana. Köye sık giden öğrencilerimiz olur bazen ve oradan getirdikleri esintileri dinlemek bile bize iyi gelir. Hatta geçen gün elinde bir demet kır çiçeği ile okula gelen bir kuzumuz bize türlü duygular yaşattı sabahın güzel vakitlerinde. O çiçekler bizim çocukluğumuzun çiçekleriydi. Her birine sayfalar dolusu yazılar yazabileceğimiz, kokusu hala hafızamızda saklı çocukluk çiçeklerimiz… Son birkaç haftadır önce rüyamızda gördüğümüz sonra da aklımıza türlü sebeplerle gelen bir çiçek vardı; adı Peygamber Çiçeği. Ne çok severdik o çiçeği, nerede görsek buluşurdu bakışlarımız. Yıllar var ki görmek nasip olmamıştı canlı canlı. Ama işte bir çocuğun elinden gelir bazen şifa. Yüreğin şifası bazen böyle bir çiçek oluverir. Çevrenin korunması tüm bu hislerle donanabilmek için hakikaten mühim. Okul bahçesine çıkıyoruz, çocuklar açık havada bulunsunlar ve sınıflarımız havalansın diye. Çocuklar seviyorlar dışarıda oynamayı. Ama aynı zamanda etraflarında ağaçlar, çimenler, toprak, gölgelik alanlar ve oturma yerleri de istiyorlar haklı olarak. Evler apartman, okul bahçesi beton ve her yer araba olunca bizim yüreğimiz çocuklar için kederleniyor. Çünkü bizler çocukluğumuzu yeşil ve doğal bir çevrede yaşayabildik. Türlü ağaçlarla dertleştik, dallarına misafir olduk, tırmandık ve indik, mevsimleri her hâliyle yaşayabildik. Çamura da değdi ellerimiz, çimen lekesine de aşina oldu dizlerimiz. Yağmurun altında ıslatıp su birikintilerinde gemiler yüzdürdük. Ağaç kabuğundan kayıklar yonttuk. Kendi oyuncağımızın üreticisi olurken arkadaşlarımızla yardımlaşarak nice oyuncağı el birliğiyle hayatımıza kattık. “Çevre Günü” diyoruz ve anlatıyoruz ama çocuklar için gerçekten hayatlarına dokunan o doğal hayatı nasıl sağlayabileceğimizi çok ince ince düşünmemiz gerekiyor. Zira çocuklara fırsat sunulsa ellerindeki elektronik aletleri bir kenara bırakıp tabiata koşacaklarına yürekten inanıyoruz. Çocukların çevrenin korunmasıyla ilgili davranış kazanımları gayet olumlu çünkü onlar zaten iyiye yönelmeye yatkınlar yaradılışları itibariyle. Bütün mesele biz büyüklerde…

06-06-202506-06-202506-06-202506-06-202506-06-2025

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 06.06.2025 - Güncelleme: 06.06.2025 20:43 - Görüntülenme: 60
  Beğen | 6  kişi beğendi