T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
SİVAS / MERKEZ - Süleyman Sami Kepenek İlkokulu

Okul Öncesi Eğitim Dönem Sonu Gelişim Raporları

2023-2024 eğitim öğretim yılının birinci döneminin sonu itibariyle okul öncesi eğitim sınıfı öğrencilerimizin gelişim raporları hazırlandı. 

Sivas Valiliği himayelerinde ve Sivas Millî Eğitim Müdürlüğü’nün koordinatörlüğünde yürütülen HEDEF Projesi kapsamında planladığımız çalışmalar değerlendirme aşaması ile devam ediyor. 2023-2024 eğitim öğretim yılının birinci döneminin sonu itibariyle okul öncesi eğitim sınıfı öğrencilerimizin gelişim raporları hazırlandı. Tavsiye uğraşlar çizelgesi ile birlikte renkli kılıflara konularak 19 Ocak 2024 tarihinde çocuklarımıza sunuldu. Hepimiz birbirimize “iyi tatiller” dedik ve bolca sarıldık. “Seni çok özleyeceğim” sözleri duvarlara sindi. Gözlerdeki pırıltıyı temaşa edebilmek ise büyük bir mutluluktu. Yoğunluk içinde yapabildiğimiz kadarıyla hatıra fotoğrafları çektik ve iyi dileklerle uğurladık evlatlarımızı... Adım adım ve tekrar tekrar geçilen aşamalar düşünüldüğünde, sene başına kıyasla ne kadar önemli mesafeler alındığı yorgunluğun tesellisi gibiydi. Ne olursa olsun minicik çocuklarımız tüm masumluklarıyla tatlı bir heyecan yaşadılar. Abartıdan uzak samimiyete yakın bir gündü gayemiz, öyle de oldu. Merakla beklediler belgelerini. Onlar da “karne” diyorlar bu gelişim raporlarına. Heveslendikleri için “karne” olsun adı, ne çıkar? Zaten bu raporlar da onları tam olarak ifade edemiyor ki. Sınırlı bir alana, harf sayısına göre yazılan kurallı kısa ifadeler onları anlatmaya yeter mi hiç? Yetmiyor zaten. Bir çocuğu anlatmak raporların harcı değil. Mesela raporlar, karne gününün hemen öncesinde rüyamızda gördüğümüz ve güne hüzünle başlamamıza vesile olan öğrencimizi, karne dağıtırken karışık olarak çekerken belgeleri ilk onun belgesinin elimize geldiğini yazamıyor. Eğitim an’ların güzelliğiyle, kurulan bağlantılarla, evvelden kırılan bir kalbin zihnimizde yaptığı yolculukla ve vakti gelince gün yüzüne çıkmasıyla ilerliyor. Öğretmenlik öyle bir vazife ki, gerçekten gecesi gündüzü, mesaisi tatili olmuyor. Çocukların hâlleri hep bizimle oluyor. Raporlar, yıllar boyu çocuklardan çok evvel, seher vaktinde yola düştüğümüzü, karanlığın içinde adım adım, tek başımıza okul yoluna dualar bezediğimizi bilmiyorlar. Okulumuzu her sabah bir anahtar hareketiyle açtığımızı, lambaları yakıp onu uyandırdığımızı, sessizliği dinlediğimizi, işlerimize koyulup çocuklarımızı beklediğimizi de raporlar yazamıyor. Vaktin içindeki telaşlı koşuşturmalarımızı, eksikleri tamamlamak adına ertelemek zorunda kaldığımız pek çok güzelliği, elimizi kolumuzu bağlayan gereksiz beklentileri raporlar yazamıyor. Öğrencilerimizin sızılarını, aile kurumundaki başkalaşmaları, aşırı ve kontrolsüz ekran kullanımının aile kalesine verdiği zararları bizler görüyoruz en yakından. Olumlu ve olumsuz sayısız yaşantının tam merkezinde karmakarışık hâller içinde, seher vakti yola çıktığımız günün sonunda geceye sakladığımız muhasebeyle bitiriyoruz günü. Minicik çocuklarımızdan taze umutlar geliyor her gün bize ve yeniden başlamanın adı “çocuklar” oluveriyor, yeniden. Öyle güzeller ki, her biri farklı bir iklimin eseri gibi. Üzüntü ve sevinç hep el ele yürüyor bizimle. Aşırı ekran kullanımının etkilerini bu sene ilk kez bu kadar yoğun gözlemliyoruz mesela. Salgın hastalık döneminde uzun süreler evde ve dolaylı ya da direkt olarak ekrana maruz kalan çocukların dikkat problemlerini gözlemliyoruz sürekli. Kimi eline ilk kez kalem alırken, kimi okumayı öğrenmiş oluyor kendi kendine. Bazıları kıpır kıpır bir keşif arısı gibi hareketliyken, bazıları rengârenk bir kelebek gibi sakin ve huzurlu devam ediyor yoluna. Önyargı ile çizdiğimiz kimi tabloların aslında hakikatin çok gerisinde olduğunu, tanıdıkça çocukların gerçeğine yaklaştığımızı fark ediyoruz. Öfkesini kontrol edebilmek için sayısız aşamadan geçip doğruyu öğrendikçe çiçek açıyor bazıları ve bizi de sabır sabır dokuyorlar aynı zamanda. Bir başkasının varlığına ve haklarına saygı duymak, arkadaşlarıyla aynı ortamı paylaşmak, sıraya uyabilmek, sabırla beklemek, kibar konuşmak, büyüklere saygı gibi konuları ne çok tekrar etmiş ne çok örnek yaşantılar oluşturmuşuz.  Beş parmağın beşi bir mi? Değil elbet ve sevimli ikiz öğrencilerimizin bile nasıl farklı olduklarını görüyoruz günbegün. Bu farklılıkların bir ritim olarak ahenkle hareket edebilmesi için çok yoğun ve belki de bu sene çok daha yoğun çabalıyoruz. Artık ahenge daha yakın olmanın huzurunu hissedebiliyoruz. Öğrencilerimizle yaşadığımız her ana hürmetle; bulunduğumuz mekâna bizi bağlayan ve bazen sadece “tek sebep” olan çocuklarımıza yazacak sayfalar dolusu kelimelerimiz var elbet. Bize iyi gelenler sizsiniz sevgili çocuklar. Hiçbir belge sizden daha değerli değil. Belki de dünyadaki en güzel şeylerden biri zamanın koşuşturması olmadan çocuklarla doya doya sohbet edebilmektir. Seslerine ses, meraklarına yoldaş olabilmektir. Belgeler o zevki anlatmıyor. Yeterli yetersiz, iyi çok iyi, geliştirilmeli gibi ifadeler bir çocuğun kendi özelinde kat ettiği yolu, koşullarını, itirazlarını, doğumdan itibaren esirgenen emeği, gösterilmeyen doğruyu söylemiyor. Yeterince duyarlı davranmayıp kalbini kırdığımız çocukları da belgelerde görmek mümkün olmuyor. Çok sevdiğimiz, çok emek verdiğimiz o zamanların anıları da belgelerden yansımıyor. Belgeler ne bilir benim sana yandığımı, ey çocuk? Sözün özü sevgili çocuklar; belgeler bir kenara, siz yüreğimizin başköşesine, hatalarımızla, doğrularımızla… 

21-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-202421-01-2024

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 21.01.2024 - Güncelleme: 21.01.2024 13:28 - Görüntülenme: 174
  Beğen | 27  kişi beğendi