Sivas Valiliği himayelerinde ve Sivas Millî Eğitim Müdürlüğü’nün koordinatörlüğünde yürütülen HEDEF Projesi kapsamında planladığımız çalışmalar devam ediyor. “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi”nin 109. yıl dönümü dolayısıyla, okul öncesi eğitim birimi olarak çeşitli eğitim etkinlileri yaptık. Vatan sevgisi teması ile millî hislerimize yollar inşa etmeye gayret ettik. Bir de pano çalışması hazırladık. Her yıl yaptığımız etkinliklerden farklı olarak bu yıl şehitlerimizi isimleriyle birlikte anma isteği düştü yine gönlümüze. Millî Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğü'nün Çanakkale Şehitleri Listesi’nden tarama yaparak, her ilimizi ve şimdi bizim olmayan ama vaktinde hüküm sürdüğümüz ata diyarı topraklarımızı temsilen bir şehidimizi baba adı, kendi adı, doğum tarihi ve memleketi olacak şekilde çalışmamıza dâhil ettik. Dikkat etmeye çalıştıysak da hatalarımız olabilir. Arşiv listesini taramak uzun sürdü. Çünkü şehitlerimiz çok, yanan yürekler, sönen ocaklar çok. Şehidiyle gururlanan, kuşaktan kuşağa şehidini anlatan, anlattıkça gözyaşlarına boğulanlar çok. 603 sayfalık bir listeye uzun süre dalınca, daha mı mümkün oldu kaybedilenlerin acısını hissetmek? Gerçek ve yaşamış isimleri baba adıyla, doğum tarihiyle, memleketiyle ve lakabıyla okuyunca sayıların ifade edemediği o ruha temas etmiş oluyoruz galiba. Elli bin, yüz bin, iki yüz elli bin yerine; Ahmet Oğlu Ali, Halil Oğlu Hasan, İbrahim Oğlu Recep deyince yüreğimizde daha farklı kıpırtılar oluveriyor. Onlar bir ananın evladı, bir babanın sağ kolu, belki bir evin tek umuduydu. Belki ilim irfan yolunun azimli neferleriydi onlar. Okul sıralarından cepheye koşan fidanlardı onlar. “Vatan” deyince akan sular duruveriyor. Vatanın değerini bilenler ardına bakmadan önden gidiveriyor. Şehitlerimizi andık bugün. Çokça hüzün, minnet, sevgi ve saygı hisleriyle kahraman askerlerimizle ve milletimizle gururlandık. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi ile ilgili bu hafta boyunca çeşitli eğitim etkinlikleri yapmaya devam edeceğiz. Çanakkale’nin bizlere söylediği ve söyleyeceği çok şey var. Çanakkale hem bir “duruş” hem de bir “durduruş”tur. Yedi düvele karşı yedi iklimden gelenlerin kenetlenerek mücadele ettiği, vatan mührünü toprağa kanlarıyla nakşedenlerin gözünü kırpmadan şahadet şerbetini içtiği yerdir Çanakkale. Mezar taşlarındaki geniş coğrafyayı okuyanlar Abdurrahim Karakoç’un o şiirini hatırlayıp seslenirler âleme: “Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.” Sınırlara sığmayacak şanlı bir geçmişe sahip olan milletimiz hatırlamanın yakınlığıyla daha bir yürekten bağlanmaz mı ceddine? Geçmişine aşina yürekler, şimdinin hakkını vererek, geleceğin düşünü kendi değerleriyle kurabilirler ancak. Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü dolayısıyla vatan için önde yürüyenleri, azîz şehîdlerimizi; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, mücadele rûhunu mayalayan vatan şâiri Mehmed Âkif Ersoy’u, komutanlarımızı ve isimsiz nice cennet kuşunu minnet, saygı ve gözyaşlarıyla yâd ediyoruz. Rûhunuz şâd olsun.